NESLİ TÜKENMİŞ HAYVANLAR

1. MOA KUŞU:Tüm zamanların en büyük kuşu kabul edilen moaların, 700 yıl kadar önce soyunun tükendiği biliniyor. 
     Yeni Zelanda’da 7 milyon yılı aşkın süre yaşadıktan sonra nesli tükenen moalar, uçamayan kuş türlerindendi. Devekuşunu andıran bu kuşların boynu uzun, başı küçük, gagası sağlam, bacakları ise çok güçlüydü.
      Birçok türü olan moa kuşları 13-26 arasında farklı kategoriye ayrılıyordu. Farklı türlerdeki moaların boyutları da türlere göre değişiyordu. Bazı türlerin boyu 3 metreyi ve 250 kiloyu aşarken, bazıları da ancak bir hindi kadardı. Kırmızı renkli deriye sahip olan bu kuşların, koyu renk tüylerinin ya uçları beyazdı ya da ortası sarı çizgili ve kenarları morumsuydu. Moa kuşları; otlar, tohumlar, meyveler ve yapraklar ile besleniyordu.
       Geçmişte insanlar, yaklaşık 18 cm olan moaların yumurtalarını kap olarak kullanıyordu. Günümüzde moalara ait fosil yumurtalar, koleksiyoncuların elinde bulunmaktadır. Ayrıca halen moalara ait yumurta kabuklarına Yeni Zelanda kıyılarında rastlanabilmektedir.
       Yeni Zelanda’ya özgü bu dev kuşun neden yok olduğu bulundu. İnsanlar Yeni Zelanda’ya ayak bastıklarında Moalar neredeyse tükenmek üzereydi. Kemiklerin büyüme sürecini araştıran Turvey, devekuşuna benzer dev kuşun on yıl kadar devam eden çocukluk dönemi yüzünden soylarının tükendiğini saptadı. Moalar on yıl içinde büyümelerine karşın, günümüzdeki kuşlar sadece bir yıl içinde yetişkin hale geliyorlar. Ve hiçbiri yaş halkası oluşturmuyor, bu fenomen sadece kış uykusuna yatan kuşlardan bilinmekte. Öte yandan 240 kilo ağırlığında olan uçma yetisi bulunmayan dev kuşlar sadece bitkiyle beslendikleri için neredeyse hiç rakipleri bulunmuyordu. Fakat varolan düşmanları da çok tehlikeliydi. Moa kendisini korumak için heybetli görüntüsünden yararlanamıyordu bile. Dev pençeli kartallar, pençelerini Moaların boyunlarına geçirerek bir çırpıda yere seriyordu. Fakat bu zararsız dev kuşların en büyük düşmanı insandı. Maoriler 1280 yılında Yeni Zelanda’ya geldiklerinde uzun yavruluk dönemi yüzünden kolay yakalanabilir kuşları henüz üreme dönemine gelmeden önce birer birer öldürüp yok ettiler diyor bilim adamları.
            Daha önceden, 1986’da Yeni Zelanda’da bulunan Owen Dağı’nda araştırma yapılırken hiç bozulmamış bir moa ayağı bulunmuştu ve gören herkesi şoke etmişti. Şimdi ise Auckland Üniversitesi’nden öğrenciler, Yeni Zelanda’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan bölgede, 600 yıllık bir fırın üzerinde adaya özgü Moa kuşu kalıntısı buldu. 600 yıllık  olduğu düşünülen yerleşim, Yeni Zelanda tarihindeki en erken yerleşimlerden.

Geçtiğimiz Şubat ayında Coromandel kıyısının doğusunda bulunan Great Mercury Adası’na, okulun eğitimi kapsamında kazı için giden arkeoloji öğrencileri 15-10 metre boyundaki antik Coralie Bay kumulunda çalışmalara başlamıştı. 3 haftadır devam eden kazılarda öğrenciler kemik ve taş parçaları da olmak üzere 13000 adet obje çıkardı. Moa kuşunun kemiklerini bulmak fazla sıradışı değil, fakat hazırlanmış ve yenmiş moa kalıntılarına rastlamak, özellikle bulunduğu bölge için nadir bir olay.moa kuşu ile ilgili görsel sonucu
2.KAUAİ KUŞU: Hawaii adalarından Kauaʻi adasına özel endemik bir kuş türüydü Gövdelerindeki siyah tüyleri çevreleyen beyaz halkalar olması da dişilerine özgü bir özellikti. Gözleri ise diğer yakın akrabaları gibi sarıydı. Boyları hemen hemen 20 cm uzunluğa ulaşıyordu. Kauai kuşları küçük omurgasızlarla ve meyvelerle beslenen dost canlısı kuşlardı. İnsanların bölgeyi keşfi ile yanlarında getirdikleri fare, domuz, hatta sinek türleri; yeni adapte olacakları adanın kurallarını da etkilemiş oldular. Karşılıklı bu etkileşim sonunda daha önce hiç karşılaşmadıkları virüslerle karşı karşıya kaldı adalı canlılar. domuzların haricinde, Hawaii adasındaki kuşların en büyük düşmanları onları hasta edecek hastalıkları taşıyan sivrisineklerdi. Nesiller boyunca bu hastalıkla daha önce karşılaşmamışlardı ve bağışıklıkları yoktu. Hawaii adası dağlık bir alanı çevreleyen ormanlık alandan oluştuğu için serin bir iklimi de vardı. Fakat küresel ısınmayla bu dengeler de değişti. Kauai kuşu en son 1985 yılında görüldü.
       1987'de ise görülemese de son kalan bir erkek Kauai kuşunun dişisini çağırdığı o umutsuzluk dolu şarkı kaydedildi. İŞTE O KAYIT:

3- KILIÇ DİŞLİ KAPLAN: Kılıç Dişli Kaplanlar, tüylü mamutlar gibi dev hayvanlarla birlikte bilinen tarih öncesi hayvanlardan biridir. Kılıç Dişli Kaplanlar, başta ABD’nin orta batısı olmak üzere tüm Kuzey ve Güney Amerika kıtasında yaşadığına inanılıyor çünkü çeşitli kalıntıları bulunmuş. Tahmin edeceğiniz gibi isimlerini ağızlarından dışarı ve aşağıya doğru bir hayli uzanan dişlerden almaktadır. Kılıç Dişli Kaplanlar, Quanternary dönemi (dinazorların yaadığı son dönemler) ve buzul çağında nesli tükenmiş olarak keşfedildiler.
Kılıç Dişli Kaplanlar, aslında isminde yer alan Kaplan kelimesine rağmen günümüzde özellikle Asya menşeli olarak bildiğimiz kaplanlarla akraba değillerdir. Normalde sınıflandırma olarak kendileri “Kılıç Dişli Kediler”sınıfının bir alt türünde yer almaktadır.

🐱🐱🐱🐱
3.000.000 sene önce Kuzey ve Güney Amerika’da görülen ve MÖ 10.000 yıllarında yani son buzul çağı döneminde nesli tükenmiştir. Kılıç Dişli Kaplanlar etobur bir hayvan olup 300 kilogram ağırlığa ve 2,5 metre yüksekliğe ulaşabiliyorlardı.
Avlarını tek ısırıkla ölümcül şekilde yaralayabilen bu Kılıç Dişli Kaplanlar’ın çeneleri aslında bu kadar kuvvetli değildir. Onu ölümcül yapan ise açtığı yaralar sonucu avının kan kaybından ölmesini sağlayan dişleridir. Genelde geyik gibi memelilerle beslenen bu hayvanın bazen de küçük tüylü mamutlarla da beslendiği belirtiyor uzmanlar.
Uzmanların belirttiğine göre Kılıç Dişli Kaplanlar’ın gebelik süresi 8 ay gibi uzun bir süredir. Doğumlarında ortalama 3 yavru getiren bu kedilerin yavruları hakkında net bilgi olmasa da tahminlere göre günümüzdeki kedi yavruları gibi kör doğmuş olabilirler.
Kılıç Dişli Kaplanların neslinin tükenmesinin bir kaç sebebi olduğu düşünülmektedir. İlki insanların avlanması ki o dönemde Amerika kıtasında sadece eti için değil dişleri ve derisi içinde avlanılırmış. İkincisi ise çeşitli katran çukurları. Amerika’nın Los Angeles yakınlarındaki katran çukurlarında yaklaşık 2000 adet hayvanın kemiklerine rastlanmış. Üçüncüsü ise iklim değişikliklerinden dolayı olduğu düşünülüyor. Ancak henüz net bir bilgi mevcut değil.
  • Kılıç Dişli Kaplan ile ilgili görsel sonucu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ETÇIL/OTÇUL/HEPÇIL HAYVANLAR

EVCİL/VAHŞİ HAYVANLAR